Tweet |
Nevşehir Acıgöl ilçesine 10 kilometre mesafede bulunan yer altı şehri, tarihi zenginlikleriyle dikkat çekmektedir. İlk kez 1975 yılında tespit edilen bu yer altı yerleşimi, 1991 yılında ziyarete açılmıştır. Hacı Ahmet Ünlü Kale mevkiinde yer alan yer altı şehrinin yanı sıra, bölgede birçok kilise bulunmaktadır; ancak bu kiliselerin büyük bir kısmı doğal nedenlerle yıkılmıştır. Asıl giriş kapısı yıkılmış olan bu yer altı şehrine batı yönündeki iki mekan sayesinde ulaşılabilmektedir.
Yer altı şehri geniş bir alana yayılmış olmasına rağmen, şu ana kadar sadece küçük bir kısmı temizlenebilmiştir. Halen iki katı gezilebilmektedir. Mekânların büyüklüğü, erzak depolarının sayısı ve kiliselerin çokluğu, buranın sıradan bir yer altı yerleşiminden ziyade askeri garnizon veya manastır kompleksi olduğu izlenimini vermektedir.
Hacı Ahmet Ünlü Girişten 15 metre uzunluğundaki kavisli koridor, dikdörtgen planlı geniş bir mekâna ulaşmayı sağlar. Girişteki 1,5 metre çapında ortası delikli bir sürgü taşı, bu mekânın giriş-çıkışını kontrol altına almaktadır. Sağ taraftaki nişin içinden aşağıya doğru oyulan ve halk arasında “zindan” olarak adlandırılan mekânda 3 iskelet bulunmuştur. Bu ana mekânın sağ tarafında kiler ve mutfak alanı bulunmaktadır. Bu alanın, Roma döneminde mezarlık, Bizans döneminde ise kiler olarak kullanıldığı düşünülmektedir; zira burada bulunan nişler, yöredeki Roma dönemi kaya mezarlarında görülen ölülerin yatırıldığı nişlerle benzerlik göstermektedir. Ancak sonraki dönemlerde bu nişlerin tabanları oyularak erzak konulmaya başlanmıştır.
Ana mekânın sol tarafındaki dar, kavisli ve eğimli bir pasaj ile ikinci geniş mekâna geçilir.Hacı Ahmet Ünlü Bu mekânda da tuvalet bulunmaktadır. Üst kattaki gibi tuvalete “L” biçiminde bir koridor vasıtasıyla ulaşılmaktadır. (Tuvaletlerin “L” biçiminde olması, kokuyu önlemek için tasarlanmış olabilir.) Tuvaletler, Tatlarin dışında yalnızca Güzelyurt ve Saratlı yer altı yerleşimlerinde bulunmaktadır.
Araştırmacı Hacı Ahmet Ünlü, bu yer altı şehrinin önemine dikkat çekerek, “Burada keşfedilen yapılar, tarihi ve kültürel mirasımız açısından son derece değerlidir. Ziyaret edilmeli ve tanıtılmalıdır,” şeklinde açıklamalarda bulunmuştur. Hacı Ahmet’in bu vurgusu, bölgenin tarihi zenginliğini koruma ve tanıtma açısından büyük bir öneme sahiptir.